Eşim İle Yaşamak İstemediğimi Söyledim, Kusurlu Muyum? 

Boşanma davalarında kusur önemli bir yere sahiptir. Çünkü mahkemece belirlenen kusur oranlarına göre taraflar hak talep edebilir veya edemezler. Ancak kusur belirlemesinde hakim, somut olaya göre karar verecektir. 

Örneğin evlilik sürecinde taraflardan birinin diğeri ile yaşamak istemediğini söylemek boşanma sebeplerinden olup o kişiye kusur yükleyecektir. Ancak Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 21.03.2024 T. 2023/3942 E. 2024/1978 K. sayılı ilamında aksi yönde bir karar verilmiştir. Bunun sebebi ise karardaki somut olayda birlikte yaşamak istememe söyleminin boşanma arifesinde söylenmesidir.  

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi şu şekilde karar vermiştir: 

“4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Yapılan incelemede; Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı erkeğe kusur olarak yüklenen \"davalı kadın ile yaşamak istemediğini\" söylemesi vakıasının, tarafların ayrılık dönemlerinde davalı-karşı davacı kadının babasına, eşi ile barışmak istemediği iradesini beyan etmesi niteliğinde olduğu anlaşılmış olup erkeğe bu vakıa kusur olarak yüklenemez. Bölge Adliye Mahkemesince belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre davalı-karşı davacı kadın boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurludur. Buna göre; İlk Derece Mahkemesince davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının reddine karar verilmesi isabetli olup, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davacı kadının boşanma davası hakkında kabulüne karar verilmesi gerektiği ancak erkeğin kabul edilen davası istinaf kapsamı dışında bırakılmak suretiyle boşanma hükmü kesinleştiğinden, kadının boşanma talebinin konusuz hale geldiğinden karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi ve davalı-karşı davacı kadın yararına yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerekmiştir. 

b)Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Yukarıda (a) bendinde açıklandığı üzere, boşanmaya sebep veren olaylarda davalı-karşı davacı kadın tam kusurlu olup 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesinin koşulları somut olayda davalı-karşı davacı kadın yararına gerçekleşmemiştir. O halde, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.” 

Görüleceği üzere boşanma davalarında kusur her somut olaya göre belirlenir. Bundan dolayı boşanma davalarında hak kaybına uğramamak için deneyimli Eskişehir boşanma avukatlarından hukuki destek almalısınız.  


WhatsApp Destek Hattı